Profesör Hanım

                    İnsan olmanın erdemi başka canlıların yaşam hakkını elinden almamak ile başlar, yaşamlarına destek olmak ile yücelir, ve yaşam haklarını savunmak ile güçlenir. İnsan olmanın bilincine varmak içinse çevremize karşı duyarlı olmamız gerekir. İnsan, o kadar savurgan, vurdumduymaz ve bencil bir varlık olmayı seçmiş ki; yakıp yıkmaktan çevresindeki bütün güzellikleri yok etmekten başka bir işe yaramıyor. Dünyadaki savaşları çıkaranlardan kapısının önündeki kediye bir kap suyu çok gören insanlara kadar hepsinin içinde olan şey aynı. Her şeye gücünün yettiğini zannedecek kadar büyük bir ego ve bunu farkedemeyecek kadar aciziyet... İnsan, ancak hissetmeyi, sevmeyi öğrendiği ve bu doğrultuda düşünüp yaşamayı başardığı zaman insan olmayı başaracaktır. Çevrenizdeki diğer canlıların farkına varın. Her gün kapınızın önünde dolaşan kedilerin, köpeklerin, ağaçların, kuşların.. Onlar için kapınızın önüne bir kap su ve bir parça yemek koymaktan sizi alı koyan nedir ? Peki, onl

Anlamak... Bir insanı kalp ile anlayıp, ruh ile hissetmek. İnsanın içsel tahlillerini büyük bir ustalıkla eserine yansıtan Sabahattin Ali, günümüz insanın bütün iç yüzünü ortaya sererken, bir yandan da aşkın tanımını ruhunuzda derinden hissettirecek. Bu kitap hakkında söylenecek çok söz var ama ben o sözleri size bırakıyorum. Altı çizilesi bir kitap, kaleminizi yanınıza almayı unutmayın. NOT: Yorumlarınızı eksik etmeyin, çünkü çok değerli !!! Keyifli okumalar... Profesör Hanım

                      Büyük işler başarmanın yolu büyük düşünmekten geçiyor. insanların çoğu büyük düşünmenin " gerçekçi olmamak " olduğunu zannediyor ve yapamayacakları şeylerle uğraşmak yerine daha küçük ve yapabileceklerini düşündüğü şeyleri yapmayı tercih ediyor. Bu yüzden potansiyellerinin farkına hiç varamamış, kendine yeteri kadar güvenmeyen, hiç olmayan sınırları kendi kafasında yaratan ve kendini o sınırlara hapseden çokça insan görüyoruz çevremizde. Peki, neden büyük düşünmekten korkuyor, kendimizi kısıtlıyor ve başaramayacağımızı düşünüyoruz ? Çünkü başaramayacağımıza inandırılıyoruz. Çevresel koşullar biz farkında olsak da olmasak da bizi buna inandırıyor. Yaşam koşulları, yaşamımızı devam ettirebilmemiz için kurulmuş olan bu düzen bizi büyük düşünmekten, risk almaktan, meraklarımızın ve isteklerimizin peşinden koşmaktan alıkoyuyor. Bu büyük düşüncelerin gerçekliğe aykırı olduğu bize aşılanırken diğer bir yandan bu sınırları aşmış, büyük düşünmüş ve başarmış in