KENDİNİZİN ÖĞRETMENİ YİNE KENDİNİZSİNİZ !!!

           Öğrenmek fiili, birilerinin bir şeyleri bize sözlü yada yazılı anlatmasından çok kişinin merak duygusu doğrultusunda araştırma girişimiyle olur.

Çünkü ancak öğrenmek istediğimiz bir şeyi tam olarak öğrenebiliriz.Gelin bunu bir örnekle açıklayalım. Hepimiz okula gidiyoruz veya zamanında gittik. En az kırk dakika öğrenim gördüğümüz derste, öğretmen kendi bilgisinin sadece %30’unu bize aktarabilir. Yani biz sadece öğretmenden %30'luk bir bilgi edinebiliyoruz. Ve bu bir konuyu veya herhangi bir şeyi tam olarak öğrenmek için yeterli değildir.Gerisi bizim merakımız, konuyu öğrenme isteğimiz ve konuya olan ilgimizle alakalıdır. Hiç kimse kimseden %100’ lük bir verimle bir şey öğrenemez kısacası. Bu yüzden başlıkta da belirttiğim gibi kendi kendimizin öğretmeniyiz her zaman. Öğrenimi sadece okul hayatından ibaret olarak nitelendirmiyoruz. Çünkü hayat bir okul ve her zaman her yerde her şekilde isteyerek veya istemeyerek, farkında olarak veya olmayarak bir şeyler öğrenmeye devam edeceğiz. Benim bu yazıyı , öğrenme eylemini en verimli, bilinçli ve farkındalık içerisinde gerçekleştirebilmenize ışık tutabilmek için yazıyorum.

        İnsanoğlu merak etmediği hiç bir şey ile ilgilenmez. Tabi çıkarları söz konusu değilse. Merak etmediğiniz birinin facebook profiline bile bakmazsınız değil mi ?

Kısaca merak her şeyin başında gelir. Ve buradan da aslında eğitim sistemindeki çok büyük bir yanlışa değinmiş oluyoruz. Okulların ve derslerin öğrencilerin gözünde her zaman sıkıcı ve çekilmez olmasının tek nedeni, çocuklara merak duygusu aşılanmadan, ezbere, bilgisayara veri yükler gibi çocuklara ders anlatılmasıdır. Bir çocukta merak uyandırmayı başarırsanız, o çocuk artık siz olsanız da olmasanız da bu merakının peşinden gidecek ve öğrenmesi gerekeni öğrenecektir. Burada öğretmenlere büyük iş düşüyor .Ama öğretmenler de böyle bir eğitim sisteminden geçtikleri için, onlar da çocuklardan pek farksız sayılmazlar. Tabi ki de istisnalar var elbette ve tek umudumuz o istisnalar. Gelelim yetişkinlere, zaten 15-20 senelik çarpık bir eğitim sisteminin ardından merak duygumuzu ve sorgulama yetimizi bir kenara bırakıp, hayatın monotonluğuna kapıldığımız için, merak ve öğrendiklerimiz sadece sosyal medya ile sınırlı kalıyor. Bu bir zincir ve bizler hepimiz bu zincirin birer parçasıyız.Ve bu zinciri de ancak yine bizler  kırabiliriz. Hayat, sadece ev,iş okul..vs bunlardan ibaret değildir. Elbette hayatımızı devam ettirebilmemiz için bunlar gerekli ama hayatımızı tamamını kaplamamalı. Meraklarınız olsun, öğrenmek istedikleriniz olsun. Ve her zaman bir öğretmen beklemekten çok kendinizin öğretmeni olduğunuzu hatırlayın. Araştırın, öğrenin, öğrendiklerinizi sorgulayın, çünkü her öğrendiğiniz doğru olmayacaktır elbet. Bilgilerinizi akıl süzgecinden geçirin ve çevrenizdekilere,çocuklarınıza, merak duygusu ile aktarın, hayatınıza geçirin. Eğer bir öğretmenseniz size daha çok iş düşüyor. Öğretmen olmak aynı zamanda önemli bir öğrenci olmaktır. Bir öğretmen daha çok sorgulamalı ve daha çok öğrenmeli. Çünkü o bir neslin öncüsüdür.İlk olarak eğitim sistemindeki bu yanlışa değinmek istedim. Çünkü şuanda merak, sorgulama gibi yeteneklerimizin körelmesinin en büyük nedeni hayatımızı etkileyen bu 15- 20 senelik eğitim sistemi. Eğitim sadece bize güzel bir iş ve gelecek sağlamaz. Eğitim bizim hayata olan duruşumuzu, hayatımız boyunca sorunlarla nasıl baş edeceğimizi ve nasıl analitik düşüneceğimizi aşılamaktır aynı zamanda. Fakat eğitim sisteminde buna yer verilmediği için hayatın bir çok alanında edindiğimiz bilgilerin bile farkında değiliz. Buna tecrübelerimizde dahil. Çünkü tecrübelerimizi sorgulamak, ders çıkarabilmek için analiz edebilme ve analitik düşünebilmemizin bize eğitim sistemi ile aşılanması gerek değil mi ? Matematik işte bu yüzden var. Analitik düşünebilmek için. Ama hiçbirimiz matematiği sevmeyiz. Çünkü matematiği yapamıyoruz. Çünkü merak etmedik ve bize merak duygusu aşılanmadı. Matematik bir merak bilimidir ama biz hep ezbere sıkıcı formüllerin arasında boğulduk değil mi ? Alışkanlıkları bir anda değiştirmek zordur ama ilk adımı atmak da çok önemlidir. Mr Professor size ilk olarak ön yargılarınızı bırakıp matematiğe sadece merakla yaklaşmanızı tavsiye ediyor. Kim bilir belki matematiği böyle daha çok seversiniz. Belki hobiniz bile olabilir..

Kendi kendinizin öğrenmenisiniz her zaman. Bunu unutmayın ve farkında olarak yaşayın.

Meraklı günler dilerim...  

                                                                                   

MR PROFESSOR