TÜRKİYE'DE BİLİM NEDEN GERİ KALIYOR ?

en hakiki mürşit ilimdir ile ilgili görsel sonucu
Merakımız ve sorgulama yetimiz biz insanların sahip olduğu ve bizi diğer canlılardan ayırt eden en önemli iki yeteneğimizdir. Bunun sonucu olarak meraklarımızın peşine gittikçe daha çok öğrendik ve öğrendikçe daha çok merak ettik. İnsanlık olarak öğrendiklerimiz ile yetinmedik ve daha çok şey öğrenmek için adımlar attık ve daha fazlasını atmaya devam ediyoruz. Atom altı parçaçıklardan galaksilere, bir çok alanda yaptığımız keşifler ve buluşlar bugün bizi içinde bulunduğumuz bu teknolojiye ulaştırdı. Ve hala merak etmeye devam ediyor ve bulduklarımızla yetinmiyoruz. Yetinmemeliyiz de...
Her şey değişim içerisinde ve keşiflerimiz bizi başka keşifler yapmaya itiyor. 
Peki, Türkiye bu gelişimin neresinde ?
Bu sorunun cevabını vermek beni ne kadar üzse de yazmak zorundayım.Ülkemizde bilime karşı bu duyarsızlığın tek nedeni cahil kalmayı seçmemiz ve istememizdir.
Kim cahil kalmak ister ki dediğinizi duyar gibiyim. Evet, cahil kalmak istiyoruz. Çünkü;
1) Sorgulamıyoruz
Nasıl olsa bizim yerimize düşünen birileri olduğunu düşünerek, nasıl olsa birileri bu konularla uğraşıyordur şeklinde kenimizi kandırarak, merak karın doyurmuyor gibi sözlerle sistem odaklı yaşayarak ve çocuklarımızın da meraklarını köreltip onları sevdikleri yerine daha çok para kazanabilecekleri mesleklere yönlendirerek ve başka ülkelerdeki başarılara da alkış tutarak cahil kalmayı tercih ediyoruz.

Ülkemizdeki ailelerden tutun eğitimcilere kadar, "Temel bilimler okuyup da ne yapacaksın" diyen bir zihniyet var. Ve bu zihinlerde kökleşmiş bir tabu haline gelmiş durumda...
Temel bilimler ( Matematik, Fizik, Kimya,Biyoloji ve Astronomi), Bir ülkenin gelişimi ve bağımsızlığının simgesidir. 
Elinizdeki kullandığınız telefonlardan, atılan uydulara, internetten evimizdeki elektriğe kadar, kullandığımız ilaçlardan, hastalıkların tedavilerine kadar hepsi fizikçilerin, matematikçilerin, kimyacıların, biyoloji ve genetikçilerin, kısaca temel bilimin ürünüdür. Temel bilimleri kendi ülkemizde ne kadar başarılı yaptığımız bizim bu teknolojiye  ne kadar sahip ve hakim olduğumuzu gösterir. Peki, ne kadar hakimiz ?
Bunun cevabını Rusyanın bizim ülkemize nükleer santral kurup ve bizim toprkalarımızda kurduğu bu nükleer santrali bize kiralamaya çalışmasından ya da 2014 Yılında Odtü mezunu genç bir bilim insanımızın NASA'dan fırlattığı TURKSAT uydusunu Amerika'nın bize milyon dolarlara satmasından anlayabiliriz.
2) Üretemediğimiz bu teknolojinin aynı zamanda kölesiyiz.
Elimizdeki telefonları bir türlü bırakamıyor, biz kendi dünyamıza gömülmüş "o ne yaptı , bu ne giydi, o ne dedi " diye düşünürken sadece bu teknolojinin kurucularına para kazandırıyoruz.
Sürekli yaşamadığımız hayatları sanal dünyada yaşıyormuş gibi göstermeye ve kendimizi ispatlamaya çalışırken, zamanımız ve hayatımız elimizden akıp gidiyor, Farkında değiliz...

3) Siyaset ve dedikodular ile uğraşmayı bilim yapmaya tercih ediyoruz.
Ne yazık ki siyaset konuşarak ne sorunları çözebiliyor ne de ülkeye bir katkı sağlayabiliyoruz.Sadece kavga ediyor, moralimizi bozuyor ve zaman kaybediyoruz.
Dedikodular...
Kendi hayatlarımız ile ilgilenmek yerine gözümüz sürekli başkalarında...
Başkalarının hayatları bizi neden bu kadar alakadar ediyor ? Cevap basit;
Kendi hayatlarımızdan tatmin ve mutlu olamıyoruz. Bu yüzden başkalarının hayatlarına burnumuzu sokup, onların hayatlarından ne kadar tatmin olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz.

4) Çocuklarımızı düşünen, sorgulayan ve kendini ifade eden bireyler olarak yetiştiremiyoruz. 
12 Saat bilgisayar başında oturan bir çocuk nasıl kendini ifade edebilir soruyorum size ?
Mutluluğu bilgisayar oyunlarında arayan bu çocuklar neden matemetikle ilgilenmiyorlar, uzayı merak etmiyorlar, satranç oynamıyorlar... Neden ?

5) Duyarlı değiliz, sorunları görmezden geliyoruz çünkü çözüm üretmeye üşeniyoruz..
Çevremizdeki sorunlar bizi etkilemiyorsa o sorunlar ile ilgilenmiyoruz. Ya da " Bir tek ben miyim, o kadar insan varken " düşüncesinden adım bile atmıyoruz. Peki, herkes böyle düşünürse ki düşünüyor,
kim çözecek bu sorunları ?

6) Okumuyoruz, araştırmıyoruz, her duyduğumuza inanıyoruz !
Ne yazık ki ülkemizde evlendirme programları ve  yarış programlarının izlenme oranı kitap okuma oranının çok çok fazla. Neden mi ?
Cevap hep aynı. Merak etmiyoruz ve üşeniyoruz. Rahatımız yerinde, düşünmek ve sorgulamak bizim neden rahatımızı bozsun.(!)

Halbuki başarılı olma potansiyeli çok yüksek olan bir toplumuz.Bunun örneklerini tarihimizden çok net görebiliriz ama tarihimizi bile bilmiyoruz ki...

Gelecek bizim ellerimizde ve artık elimizdekilerin farkına varmamız gerek. Yoksa elimizdekileri kaybedeceğiz..


Bilimle kalın...












Yorumlar

  1. Günümüzün insanları basite kaçıyor. Üretmeden tüketen toplum olduk. Bunun en büyük nedeni doların çok yüksek olduğudur. Bunu da herkes görüyor ama bilim yolunda ilerlemek yerine, Onun bunun hatasını gözetip herkesi eleştiriyorlar. Eleştirmek güzel ama insan önce kendinden başlamalı. Bilim alanında ilerlememiz İçin kulaktan doğma bilgiler değilde, sizinde dediğiniz gibi araştırıp öğrenmemiz gerek. Yazınız gerçekten etkileyici. Herksin okuduktan sonra bir şeyler öğreneceğini düşünüyorum. Başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bilgi öğrendikçe ve paylaştıkça çoğalıyor..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

0/0 NEDEN TANIMSIZDIR ?

KİTAP ÖNERİSİ - Franz Kafka- DÖNÜŞÜM

KARANLIK MADDEYİ İLK KEŞFEDEN BİLİM İNSANI - VERA RUBİN -