KÖPEKLER SALDIRMAZ, İNSANLAR SALDIRIR !

köpekler ile ilgili görsel sonucu                   Biz insanlar doğanın bir parçası olmamıza rağmen doğa ile savaş halinde olan ve doğaya düşmanca davranan tek akıllı ve bilinçli canlılarız. Modern yaşam kılıfı altında doğayı katlederek hayvanların yaşam alanını yok ettiğimiz gibi, gelişmişlik ve medeniyet adı altında da artık onlara yaşam hakkı bile tanımıyoruz. Bu sözlerim size klasik çevreci insanların sözleri gibi gelmesin. İnsanlık ne kadar bilim ve teknolojiye sahip ve bunu geliştirecek kuvvete muktedir olsa da, ahlaki bakımdan uygarlık seviyesine gelememiş ve gün geçtikçe medeniyet olgusundan daha da yoksunlaşmaktadır.
               
                Hepimiz doğası gereği hayvanlarla ve daha bir çok canlı türüyle aynı dünyayı paylaşıyoruz ama daha kapımızın önündeki kedilerin ve köpeklerin varlığını kabullenebilmiş değiliz. Gün geçtikçe artan köpekleri zehirleme ve öldürme faaliyetleri ve bunlara ek olarak  'havlıyor'saldırıyor' gibi haksız ve göstermelik bahaneleri çok sıkça duyuyoruz.
Köpekler saldırmaz, insanlar saldırır! Bunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum çünkü durum tam olarak da budur.

                Kadıköy, Beşiktaş, Nişantaşı .. vs gibi İstanbul'un göz önünde bulunan ilçelerinde hiç köpekler saldırıyor veya havlıyor şeklinde bir bahaneyle hayvan katliamı gerçekleştirildiğini duydunuz veya buna tanık oldunuz mu ?

Olmamışssınızdır, çünkü bölgedeki hayvanların davranışları tam olarak insanların davranışlarını ve o bölgedeki eğitim seviyesini gösterir. Kırmızı ışıkta duran ve yeşil ışıkta karşıya geçen, metrobüse binip iki durak sonra inen ve bunu insanların uymadığı kurallara uyarak gerçekleştiren bir çok sokak hayvanı görebilirsiniz. Çünkü siz nasılsanız ve hayvanlara ne verirseniz onu görürsünüz. Çünkü onlar doğanın ta kendisidir.

               Şuan yaşadığımız bölgelerde, sokaklarda köpekleri kavga ettirmeyi adeta oyun edinmiş sokak çocukları, 'köpekler saldırıyor, siz köpekleri koruyorsunuz ama onlar insanlara saldırıyor' diyerek hayvanları daha çok taşlayan ve onları kışkırtan bir çok insan görüyoruz. Bu insanlar bizim komşularımız. Ve durumu kendi çapında haklı göstererek, hayvanlara yapılan zulmü meşrulaştırıyorlar. Bu yanlıştır. Hayvanlar kendilerini savunma iç güdüleri doğrultusunda kendilerini savunurlar ve zarar gördüğü bir olay veya eylem artık onlar için taarruz noktası haline gelir. O eylemi ve o eylemi gerçekleştiren kişileri ve onları anımsatan her şeyi de hedef noktası haline getirirler. Bunu başımdan geçen bir olayı anlatarak biraz daha detaylandırmak isterim.

                   Bir gün evime dönerken her zaman geçtiğim sokakta mahallemizin dokuz köpeği birden üzerime atılarak saldırma girişiminde bulundular. Yanıma kadar saldırgan bir şekilde koşan ve beni köşeye sıkıştırdıktan sonra, tam saldıracaklar iken birden kokumdan olsa gerek yanımdan uzaklaşıp gittiler.O gün üzerimde siyah bir mont vardı ve normalde hiç saldırmayan köpekler o gün bana saldırmışlardı. Aynı şekilde siyah mont giyen herkese aynı tavrı sergileyen bu köpekler, bir kaç gün yapmış olduğumuz gözlem sonucunda, kendilerini her gece siyah mont giyen ve taşlayan bir çocuğa benzettikleri herkese saldırdıklarını fark ettik. O siyah montlu çocuk ile bu durumu konuştuk ve bu tutumunun hayvanları saldırganlaştırdığını anlattıktan sonra çocuk artık köpekleri taşlamadı. Mahalledeki köpekler bir süre sonra artık siyah montlu insanlara saldırmamaya başladılar.

                 Şuan için mahallemizdeki çocuklar köpekleri kavga ettirip, bununla eğleniyolar ve şu sıralar köpekler sadece yoldan geçen çocuklara saldırır hale geldiler ve defalarca çocukları köpekleri kavga ettirmemeleri ve taşlamamaları konusunda uyarmamıza rağmen hala bu tutumu sergiliyorlar ve az önce yoldan geçen bir kişi, köpekleri saldırıyor diye taşladı. Şimdi soruyorum size köpekler mi saldırıyor, insanlar mı ? Burada suç gerçekten hayvanların mı ?

                Onlara zarar veriyoruz ve onlar da temel iç güdüleri ile kendilerini savunuyorlar.  Mesela bir başka mahalledeki köpekler hiç insana saldırmazlar. Sadece arabalara saldırırlar. Bunun nedeni de görmesini bilen gözler için gayet açıktır. O mahallede köpeklere gayet iyi bakılır, sevilir ve asla eğlenmek için ya da havlıyorlar veya saldırıyorlar diye sert muamele yapılmaz. Bu yüzden hayvanlar gayet insanlara karşı uysallaşmışlardır. Ancak mahalleden çok sık araba geçer, çünkü ana caddeye yol bağlantısı vardır ve bir gün oturup gözlemlerseniz, arabaların çok hız yaptıklarını ve bazı sürücülerin arabaları hayvanların üzerine sürdüğünü görebilirsiniz. Bu da hayvanların arabayı  kendilerine karşı tehdit olarak görmelerine neden olur. Bunu bir  araba da yapsa, bu artık köpekler için tehdittir. Çünkü hayvanlar temel iç güdüleriyle yaşarlar ve bu sayede hayatta kalırlar. Tıpkı bir ceylanın aslanı gördüğünde kaçması gibi.

              Burada en iyi ve kalıcı çözüm eğitim düzeyimizi ve farkındalığımızı artırmaktır.
Sorunun kaynağı hayvanlara karşı sergilediğimiz yanlış tutumlardır ve bunu ortadan kaldırmak için çevremizdeki insanları, özellikle çocukları bu konuda bilinçlendirelim, uyarmaktan çekinmeyelim ve yaşadığımız bölgeyi koruyalım, savunalım. Biz insanlar akla ve düşünme yetisine sahip olan canlılarız. Bir suçlu aramak yerine gerçekten durum analizi yapıp, sorunu saptayarak çözümler üretmeliyiz. Unutmayın, doğaya ne verirseniz doğa da size onu verir.

Yani kısaca atalarımızın dediği gibi   'Ne ekerseniz, Onu biçersiniz'.
Suçu kendimizde aramak yerine sürekli bir başka şeye yıkarsak, bunun sonucunda en çok zarar gören biz insanlar olacağız. Her duyarsız ve bilinçsiz kaldığımız gün, bir tık daha insani ve ahlaki değerlerimizden uzaklaşmış olacağız.

Halbuki çevremizi güzelleştirmek ve daha yaşanabilir kılmak, çocuklarımızı bilinçlendirip, komşularımızın farkındalık düzeyini artırmak varken, neden insani ve ahlaki değerlerimizden uzaklaşalım ki...

Doğanın bir paçası olduğunuzu unutmamanız dileğiyle...
Hayvan ve doğa sevgisiyle kalın..
Mrs Professor

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

0/0 NEDEN TANIMSIZDIR ?

KİTAP ÖNERİSİ - Franz Kafka- DÖNÜŞÜM

KARANLIK MADDEYİ İLK KEŞFEDEN BİLİM İNSANI - VERA RUBİN -