CEHALETİN GÜRÜLTÜSÜ ÇOK OLUR !

         
Cehalet

            Günümüzün en önemli sorunlarından biri olan cehalet ve cahil kalma arzusunun toplumumuzda neden bu kadar benimsenip ve bir ilke haline getirildiğinden bahsetmeden önce, cahillik ve cehalet kavramlarının ne demek olduğuna biraz değinelim istiyorum.
Cahil kime denir ?
Okumamış, eğitim görmemiş insanlara mı, yoksa kendini eğitmeyi bir türlü başaramamışlara mı?
Gerçeğe gözünü kapatanlara mı, yoksa gerçeği kendi anlayışına göre yeniden inşa edip, kurduğu yalanlara inananlara mı ?  Evet, cahil kime denir ?

            Günümüzde bir çok insan eğitim düzeylerini üniversitelere taşıdı, hemen hemen herkes bir üniversiteden mezun duruma geldi. Herkesin bir fikri var ve herkes birbirlerine bir şeyler öğretmeye çalışıyor. Pardon, bir şeyler öğretmeye çalıştıklarını iddia ederek, karşısındaki insanın üzerinde tahakküm kurma arzusuyla  kendi düşüncelerini benimsetmeye çalışıyor ve başaramazsa 'yazık, cahil işte' deyip ötekileştiriyor. Herkes birbirini cahil görerek kendini tatmin etmeyi bir ilke edinmiş durumda. Toplum olarak çok konuşuyor, çok tartışıyor, çok biliyoruz ama bir türlü anlaşamıyoruz.
SİZCE DE BURADA BİR SORUN YOK MU ?
           Anlaşmaya çalışmıyoruz, anlaşmaya çalışıyor gibi görünmeye çalışıyoruz, işimizi hakkıyla yapmıyoruz,okumuyoruz,bilmiyoruz, öğrenmeye açık değiliz sadece 'mış' gibi yapıyor, öyleymiş gibi gözükmeye çalışıyoruz.Evet, her şeyin taklidini yapmayı ve daha da kötüsü taklit ettiğimiz şeye gerçekmiş gibi inanmayı bir ilke haline getirmiş bir toplumda yaşıyoruz. Hal böyle olunca doğruların yanlış, cahillerin aydın, karanlıkların aydınlık zannedilmesi kaçınılmazdır.Ancak 'Zan' ile 'Gerçek' arasında ciddi bir uçurum var.Bu uçurumu görmekten imtina ile kaçınırsak, bizi bekleyen hazin sona sadece gözlerimizi kapatarak hızla yol alırız ki öyle de oluyor zaten. O son gelecektir, biz gözlerimizi ne kadar kapatsak da.
          Şimdi tekrar soruyorum size, Cahil kime denir ?

          Gerçekleri perdeleyen, başkalarının düşünce ve görüşlerine saygıdan yoksunlaşmış, sorgulama ve olaylara farklı açılardan bakma yetisini kaybetmiş, radikallik çerçevesinde ilerleyen ve tüm bu yaptıklarını reddeden ve kendini tüm bunların aksi şekilde nitelendiren kişilere veya topluluklara 'Cahil' denir.
Cahillik tam olarak da ne olduğunun farkında olmayıp, yanlışların, bilgisizliğin farkına varamamak veya varmak istemeyecek kadar kendini kapatmaktır.
Şimdi ister mühendis olun ister doktor, ister avukat olun isterseniz bir diplomat. Okumak size erdemlilik, saygı, bakış açısı, verileni sorgulama, işleme ve geliştirme becerisi katmıyor ise, bunlardan yoksun iken bunlara sahip olduğunuzu düşünüyor ve bunun farkında bile olmuyorsanız cehaletin zindanlarında esirsiniz ve esirliğinizin farkında bile değilsiniz demektir.

Peki, neden cahiliz, cahil kalmayı arzuluyoruz ?
Aslında bu sorunun cevabı cehaletimizin ta kendisini doğuruyor.Cahil kalmayı arzuluyoruz çünkü, bilgi edinmek, analiz edip akıl süzgecinden geçirmek, hayatı anlamak ve anlamlandırmak, kişiliğimizi edindiğimiz bilgilerle ve hayat görüşlerimizle şekillendirmek zor bir zannaat. Bizim toplumumuz emek harcamadan bir şeyler elde etmek hayalinin gerçek olabileceğine o kadar alışmış ki, bilmeden bilge, çalışmadan başarılı, düşünmeden düşünür, saygı duymadan saygılı oluyoruz.
İçinde bulunduğumuz sistem ise tam da bunu beslemiyor mu zaten.
Haketmeyenler haketmedikleri yerlerde...

Peki, cehaletinin farkında olmayan birisi nasıl bunun farkına varabilir derseniz, bunu tek bir cümleyle açıklamak isterim.
Cehaletin gürültüsü çok olur !

Cehaletin sesi çok çıkar, cehalet çok konuşur, cehalet çok bilir, cehalet çok itham eder, cehalet çok şey yaptığını iddia eder, hatta o kadar bahseder ki sonra tüm bunlara kendi de inanır. Cehalet,çok tehlikelidir.Tehlikeli olduğunun bile farkına vardırmaz. En büyük zarar düşmanını dost zannetmekten gelmez mi ?

Cehaletin egosu çok büyüktür. Bu yüzdendir ki Cehalet, içimizdeki egonun vücut bulmuş halidir.Çünkü ego yükseldikçe insan kendini ve  çevresini göremez, sorgulayamaz, anlayamaz. Sadece zan eder. ZAN'ı da gerçek zanneder.

O yüzden cehaleti nasıl tanırız derseniz,

Cehaletin gürültüsü çok olur...
Şevval Taşdemir
                                                                                                             












Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

0/0 NEDEN TANIMSIZDIR ?

KİTAP ÖNERİSİ - Franz Kafka- DÖNÜŞÜM

KARANLIK MADDEYİ İLK KEŞFEDEN BİLİM İNSANI - VERA RUBİN -