Kayıtlar

KİTAP ÖNERİSİ- OLAĞANÜSTÜ BİR GECE-STEFAN ZWEIG (YORUMUYLA BİRLİKTE)

Resim
     Stefan Zweing'ın kaleminden bir burjuva sınıfına ait, hayatını rahat ve refah içerisinde sürdüren ancak insani duygularından arınarak tamamen duyarsızlaşmış bir adamın bir gecede donuklaşmış dünyasının buzlarının nasıl çözüldüğünü ve varoluşa dair tüm iyi ve kötücül hislerin ruhunda kıvılcımlar çıkartarak hayatını yeniden alevlendirdiğini derinlemesine karakter analizleriyle ele alan Zweig'ın ünlü eserlerinden biri olan Olağanüstü bir gece bu haftanın kitap önerisidir. Keyifli okumalar... NOT: Kitap yorumu kısmı kitap hakkında ayrıntı ve ipuçları içerir. KİTAP YORUMU Yakışıklı, centilmen, zengin ve saygın, toplumun üst tabakasını temsil eden bir sınıfa ait bir adam... İstediği her şeyi elde edebilen, istek ve arzularını paranın satın alabileceği dar çerçevede istediği gibi gerçekleştirebilen, çarpıcı zekasıyla ve kültürüyle, bilgisiyle bir çok kadının da dikkatini çekebilen, hiç bir konuda kaygısı olmayan bir adam... Hayalleri, hırsları ve yaşam kavgası olmayan, ken

BÜYÜK PATLAMA TEORİSİ - EVRENİ ANLAMAK

Resim
    Çok büyük ve kaotik bir evrende yaşıyoruz. Ve içerisinde bulunduğumuz evrenin nasıl oluştuğu, nasıl bir yapısı olduğu ve nasıl davrandığı gibi sorular, insanlık tarihi boyunca her zaman merak ve araştırma konusu olmuştur. Evreni, doğa yasalarını anlamak ve modellemek, modellerimizin yetersiz kaldığı yerlerde yeni modeller üretmek bilimin asıl amacıdır. Günümüzde evreni en iyi şekilde açıklayan ve anlaşılabilmesine büyük ölçüde fayda sağlayan Büyük Patlama Teorisi, evrenin tek bir noktadan başlayıp, genişleyerek günümüze kadar geldiğini öngören önemli bir modeldir. Teoriye göre, evren çok sıcak ve yoğun bir noktadan patlayıp, ivmelenerek genişlemektedir. Buradaki patlama kelimesinin kelimenin ilk anlamındaki patlama olarak değil, bir noktadan doğma, başlama anlamında kullanıldığını belirtmekte fayda vardır. Elbette, evrenin tek bir noktadan doğmuş olabileceği fikri, değişik gözlem ve kanıtlar sonucu bir takım analizlerin ışığında ortaya atılmıştır. EVREN GENİŞLİYOR !!! Evre

EVRENİN EN BÜYÜK ŞAKASI- IŞIK

Resim
                           Işık, görünür evreni algılayabilmemizi sağlayan en önemli unsurlardan birisidir. Işık bir madde midir yoksa değil midir tartışması bir kenara dursun, gelin ışığı her açıdan şöyle bir ele alalım.            Maddeleri görebilmemizi sağlayan olay, ışığın cisimlerin üzerine düşmesi ve geri yansımasıdır. Geri yansıyan ışık gözümüzden sinirler ve iletim ağları ile beynimize iletilerek orada yorumlanır ve biz de görürüz. Maddelerin renkleri de üzerilerine düştüğü ışığın ne kadarını geri yansıttığı ile alakalıdır. Üzerilerine düşen ışığı hiç geri yansıtmayan cisimler siyahtır. Siyahın bir renk olmaması olayı da tam olarak buradan meydan gelmektedir.   Üzerine düşen ışığı hiç bir şekilde geri yansıtmayan cisimler süper soğurucudur ve hiç yansıma olmadığı için de kara cisimler olarak adlandırılırlar. Ayrıca ısı enerjisi ile ışık arasında da ciddi bir ilişki vardır. Isınan her madde ışık yayar. Işık yayan maddeler de ısınır. Aslında hayatımız da çok büyük

CEHALETİN GÜRÜLTÜSÜ ÇOK OLUR !

Resim
                      Günümüzün en önemli sorunlarından biri olan cehalet ve cahil kalma arzusunun toplumumuzda neden bu kadar benimsenip ve bir ilke haline getirildiğinden bahsetmeden önce, cahillik ve cehalet kavramlarının ne demek olduğuna biraz değinelim istiyorum. Cahil kime denir ? Okumamış, eğitim görmemiş insanlara mı, yoksa kendini eğitmeyi bir türlü başaramamışlara mı? Gerçeğe gözünü kapatanlara mı, yoksa gerçeği kendi anlayışına göre yeniden inşa edip, kurduğu yalanlara inananlara mı ?  Evet, cahil kime denir ?             Günümüzde bir çok insan eğitim düzeylerini üniversitelere taşıdı, hemen hemen herkes bir üniversiteden mezun duruma geldi. Herkesin bir fikri var ve herkes birbirlerine bir şeyler öğretmeye çalışıyor. Pardon, bir şeyler öğretmeye çalıştıklarını iddia ederek, karşısındaki insanın üzerinde tahakküm kurma arzusuyla  kendi düşüncelerini benimsetmeye çalışıyor ve başaramazsa 'yazık, cahil işte' deyip ötekileştiriyor. Herkes birbirini cahil gör

KÖPEKLER SALDIRMAZ, İNSANLAR SALDIRIR !

Resim
                   Biz insanlar doğanın bir parçası olmamıza rağmen doğa ile savaş halinde olan ve doğaya düşmanca davranan tek akıllı ve bilinçli canlılarız. Modern yaşam kılıfı altında doğayı katlederek hayvanların yaşam alanını yok ettiğimiz gibi, gelişmişlik ve medeniyet adı altında da artık onlara yaşam hakkı bile tanımıyoruz. Bu sözlerim size klasik çevreci insanların sözleri gibi gelmesin. İnsanlık ne kadar bilim ve teknolojiye sahip ve bunu geliştirecek kuvvete muktedir olsa da, ahlaki bakımdan uygarlık seviyesine gelememiş ve gün geçtikçe medeniyet olgusundan daha da yoksunlaşmaktadır.                                 Hepimiz doğası gereği hayvanlarla ve daha bir çok canlı türüyle aynı dünyayı paylaşıyoruz ama daha kapımızın önündeki kedilerin ve köpeklerin varlığını kabullenebilmiş değiliz. Gün geçtikçe artan köpekleri zehirleme ve öldürme faaliyetleri ve bunlara ek olarak   'havlıyor' ,  saldırıyor'  gibi haksız ve göstermelik bahaneleri çok sıkça duyuyoruz. Kö

KİTAP ÖNERİSİ - Franz Kafka- DÖNÜŞÜM

Resim
          Bir sabah uyandığınızda kendinizi böcek olarak bulsaydınız, ne yapardınız ? Günlük yaptığınız işleri yapamadığınızı, normalde yaptığınız çok basit eylemlerin bile sizin için artık bir işkence olduğunu düşünsenize... Ama siz hala sizsiniz. Böcek olmanız sadece fiziksel bir değişim ama çevrenizdekiler artık sizin siz olduğunuzdan şüpheli. Franz Kafka aslında böcek olmanın arkasında sisteme karşı uyum sağlamayı bıraktığınızda en sevdiğiniz insanlar dahil toplum tarafından nasıl dışlanacağınızı gözler önüne sermiştir. Sadece dışarıdan bir takım fiziksel değişikliklere bakarak hüküm vermenin acımasızlığı bir yana, insanların sadece görünenlere inandığı ve olayları çok yönlü değil tekli yönlü değerlendirdiği gerçeğini de  eleştirmiştir. Okurken sizi gerçekten derinlemesine düşündürecek ve hayatınızdan izler bulacağınız bu kitabın gerçek anlamını görmeniz dileğiyle... Profesör Hanım

KİTAP ÖNERİSİ- Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Resim
     " Birkaç yıl önce* Moskova'daki Büyük İmparatorluk Tiyatrosu'nun duvarlarında beklenmedik bir şekilde büyük çatlaklar belirdi. Temelden çatıya kadar uzanan bu çatlaklar yüzünden  kocaman binanın çökerek, hem içeride hem de bina yakınında bulunan insanların enkaz altında kalması tehlikesi ortaya çıkmıştı. Binanın temeli boyunca birkaç yerde toprağı kazarak, bu çatlakların nedenini araştırmaya başladılar. Ortaya şu sonuç çıktı: İmparatorluk Tiyatrosu'nun taştan yapılmış dev binası çürük ve parçalanmakta olan ahşap bir temel üzerinde yükselmekteydi.                Yüz sene boyunca bu dev bina inşa edilirken toprağa büyük kalın kazıklar çakılarak, bunların üzerine kalın meşe kirişler atılmış, yükse taş duvarlar bu kirişler üzerine inşa edilmişti. O dönemin standartlarına göre benzer temel yeteri kadar sağlam kabul edilmekteydi.                   Tiyatro bu temel üzerinde yüz sene durabilse de, zamana karşı fazla direnemedi. Kalın kirişler çürürken, duvarlar eğilme